Süper Lig'e birçok yıldız futbolcu geldi, kimileri potansiyelleriyle kupalar kazanırken, kimileri onları tanıdığımız günleri arattı mumla..
Ancak çok azı henüz olmamışken oynadı bu topraklarda..
Bu dar listenin zirvesinde kesinlikle Franck Ribery var..
Lille altyapısında futbola başlamasını takriben; dolaştığı dört Fransız kulübünün ardından Metz ile profesyonel olan Ribery, en üst düzeyde yalnızca 20 maç oynamasının ardından Galatasaray'a tansfer olacaktı..
O dönem bu genç kanat oyuncusu hakkında bilinenler oldukça azdı; Metz ile altı ayda yaptığı sekiz asist, oyuncu yetiştirme fabrikası olan Fransa'nın ümit milli takımında oynaması ve çocukken geçirdiği trafik kazası sonucu yüzünde oluşan belirgin yaralar..
2005 ocağının son günü, Sarı kızmılılar gelecek 20 sezonda adını ezberletecek bir oyuncuyu transfer ettiğinden habersiz şekilde, Metz'e üç milyon euro'luk bonervisi ödemeyi kabul etti..
Spor dünyasının en pretijli gazetelerinden L'equipe, transferi "Fransa liginin en iyi pasörü Galatasaray'da" başlığı ile verdi..
Ancak iç basın olayı farklı açıdan ele alıyordu..
Aynı dakikalarda Fenerabahçe de devre arası transferini açıkladı..
O döneme dek kişisel cv'sinde Paris Saint-Germain, Arsenal, Real Madrid, Liverpool ve Manchester City formaları giyen Anelka, şehrin Anadolu yakasına gelmiş, tüm dünyanın ilgisi bir anda Kadıköy semtine çevrilmişti.
Aynı şehrin farklı yakalarında aynı gün yapılan bu iki hamle sonrası Franck Ribery transferi, bazı otoritelerce "Anelka'nın bonusu" olarak lanse edildi..
Sezonun bitmesine henüz dört ay vardı ve bonus tartışmalarının ucu hala açıktı..
Ribery henüz dördüncü maçında farkını ortaya koydu.. Galatasaray derbide ezeli rakibi Beşiktaş'ı 1-0 yenmiş, maç sonu açıklamaları için kameraların karşısına dönemin Futbol Şubesi Sorumlusu Fatih Gökşen geçmişti..
Gökşen şöyle diyordu; Anelka'nın bonusunu herkes gördü, Ribery, fiyatı da gözönüne alındığında Türkiye'nin en iyi transferi. Allah herkese Ribery gibi bir bonus nasip etsin. Adam daha ne yapsın; koşuyor, mücadele ediyor, her şutu kaleyi buluyor'..
Yarı devrede iki Fransız'dan Franck sezonu golsüz tamamlarken, Nicolas dört kez ağları havalandırdı..
Ancak ayrıştıkları maç ligde değil kupada olacaktı..
Franck Ribery, Nicolas Anelka'nın forma giymediği kupa finalinde fırtına gibi esti.. Attığı golün yanı sıra kulvarını domine eden genç adam taraftarların sevgilisi olmuştu..
Beste hazırdı; Ferraribery
Ne olduysa bundan sonra oldu.. Sezon bitti ve Marsilya kulübü Ribery'nin yaptıklarına kayıtsız kalamadı..
Ribery'nin menajeri oyuncusunun maaşını zamanında alamadığını gerekçe göstererek kontratın tek taraflı feshedildiğini açıkladı..
Gelecek dönemde Fransa milli takımının sol önünü kapatacak adam elini kolunu sallayarak Marsilya'ya gidiyordu..
L'equipe başlığını değiştirdi..
Tıpkı türk medyası gibi; onun adı artık Firaribery'di..
Marsilya bedelsiz aldığı Ribery'yi yalnızca iki sezon sonra 25 milyon euro karşılığı Bayern München'e sattı.
Geçen yıllarda Ribery, Fransa milli takımı ile Dünya Kupası finaline çıkıp, dokuz kez de Bundesliga zaferi yaşadı.
40'a yaklaşan yaşına rağmen günümüzde Serie A'nın köklü takımlarından Fiorentina'nın en önemli hücum opsiyonlarından biri olmayı da sürdürüyor..
Hala devam eden "Anelka'nın bonusu" tartışmalarının ise bir sonucu yok..
Gerçek olan; Galatasaray'ın ülkemize gelen en büyük potansiyellerden birini bedelsiz olarak elinden kaçırmış olması...
Anelka ise çift haneleri tutturduğu 2005/2006 sezonunun ardından şöhretinin de açtığı yolla, yaklaşık sekiz milyon euro kar edilerek Bolton Wanderers'ın yolunu tuttu.
Habere git: beIN Sports